Cilt sarkmasını önlemenin püf noktaları
Yüzümüzün sarkmasında cildimize nasıl davrandığımız, genetik özellikler, hastalıklarımız ile çevresel faktörler etkili oluyor. Neyse ki erken dönemde müdahale edildiğinde ameliyat dışı yöntemler yaşlanmayı uzun yıllar geciktirebiliyor ve bize ışıl ışıl bir cilt vaat ediyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar, cilt sarkmasını önlemek için yaşam alışkanlıklarımızda dikkat etmemiz gerekenler ile bu soruna karşı uygulanan yöntemleri anlattı.
Cilt yaşla birlikte elastikiyetini ve gerginliğini kaybediyor
Cildimiz zamanla elastikiyetini ve gerginliğini kaybediyor: Fibroblastlardan yeni kollagen oluşumu azalıyor, elastik doku ile bağ dokusunda gevşeme, yağ doku hacminde azalma, hücre alış-verişinde ve cilt neminde azalma meydana geliyor. Bu faktörleri dengelesek bile yer çekimine karşı durmak mümkün olmuyor. Sarkma, 40 yaş civarında özellikle her iki yanağın alt kısımlarında belirginleşiyor. Ayrıca alın kısımdaki kaslarda gevşeme ve yer çekimine bağlı aşağı doğru yer değiştirme sonrası gözkapaklarında düşme de görülebiliyor. Ayrıca ciltte lekeler ve kılcal damarlar da belirginleşmeye başlıyor.
Dikkat! Bu etkenler cildin sarkmasını tetikliyor!
* İlerleyen yaş (özellikle menopoz dönemi sonrası),
* Güneş ışınları,
* Genetik özellikler,
* Sık kilo alıp verme,
* Sigara ve alkol tüketme,
* Stresli bir yaşam sürme,
* Uykusuzluk,
* Hatalı beslenme (aşırı karbonhidrat tüketimi, vitamin-mineralden zayıf beslenme),
* Solaryuma girme,
* Cildi nemlendirmeme,
* Çevresel toksinlere maruz kalma cilt yaşlanmasını ve sarkmayı tetikleyen faktörler arasında yer alıyor. Ancak bu etkenlerle mücadeleye erken yaşta başlayarak cildimizin sarkmasını uzun yıllar önleyebiliriz.
Cilt sarkmasını önlemek için neler yapmalı?
* Özellikle açık tenli, renkli gözlüyseniz cildinizi ekstra korumanız gerekiyor.3 saat aralıklarla güneş koruyucu ürünleri yeterli miktarda sürmeye ve 3 saatte bir tekrarlamaya özen gösterin.
* Uykunuzun düzenli olmasına dikkat edin. En az 7-8 saat uyumayı asla ihmal etmeyin.
* Sigara ve alkol tüketmeyin.
* Sık kilo değişikliklerinden kaçının.
* Aşırı karbonhidrat ve şeker tüketmeyin, vitaminden zengin meyve ve sebze yiyin.
* Belli yaştan sonra üretimi azaldığı için dışarıdan da destek olarak Q enzim 10, Alfa lipoik asit ile antioksidanları doktorunuza danışarak kürler halinde kullananın.
* Sabah kalktığınızda cildinize uygun bir nemlendiriciyi yer çekiminin tersi yönünde aşağıdan yukarı doğru masaj uygulayarak lenf dolaşımını uyarın, ödemi çözün.
* Sabahları kalktığınızda buzdolabında önceden soğuttuğunuz yeşil çay ile cildinize yapacağınız pansuman da çok faydalı olarak kabul ediliyor. Pansumanı gazlı bez ya da pamuğu soğuk yeşil çaya batırıp yüzünüze tutarak ,ara ara işlemi tekrarlayarak yapabilirsiniz.
* Boyun çizgilerinin artışına engel olmak için çok yüksek yastıkları tercih etmeyin.
* Günde en az 2 litre su içerek cildinizin nemlenmesini sağlayın.
* Aşırı kahve tüketerek cildinizi kurutmayın.
Hangi yaşta, hangi işlemler etkili oluyor?
30’lu yaşlarda: Mezolift (vitamin enjeksiyonları), dermaroller, mimik çizgileri başladıysa sarkmayı gidermek ve önlemek için de dolgu enjeksiyonları tercih edilebiliyor. Ayrıca uygulanacak meyve asidi peelingleri ile cilt oksijenleniyor, gözenekler sıkılaşıyor, varsa lekeler açılıyor, kollagen üretimi tetikleniyor, ince çizgiler açılıyor. PRP denilen ttrombositlerden zengin, kişinin kendi plazmasının uygulandığı enjeksiyonla da fibroblastlardan kollagen üretimi tetikleniyor, böylelikle hücrelere uyarı verilmiş oluyor. Bunun sonucunda cilt toparlanıyor ve sıkılaşıyor.
40’lı yaşlarda: Dolgu, botox ve PRP (kök hücre) ilk tercih edilen yöntemlerden. Ancak botox’a erken dönemde başlamak gerekiyor. Geç başlanırsa çizgiler derinleşmiş oluyor, bu yüzden önce botox, ardından dolgu işlemlerine geçiliyor. Bu arada fraxionel CO2 lazer ile cilt gençleştirme yöntemine başlamak gerekiyor. Bu yöntemle yüzeysel lekeler de açılıyor, gözenekler sıkılaşıyor, ince çizgiler kayboluyor, derin olanlar hafifliyor. Ayrıca cilt ışıltılı bir görünüme kavuşuyor. Bu işlemin arkasından uygulanacak olan PRP yöntemi de sonuçların daha da etkili olmasını sağlıyor.
Bu işlemlerin tek başına değil, kombine olarak uygulanması her zaman daha iyi sonuçlar veriyor. Yüzün üst bölgesinde uygulanan botoks, alt bölge ve boyunda da başarılı oluyor. Botoksun çenede belli noktalara uygulanmasıyla da sarkmanın toparlanması mümkün oluyor.
Bu dönemde botox uygulamaları çok faydalı oluyor; göz çevresi kırışıkları açılıyor, kaşlar yukarı kalkıyor, alın pürüzsüzleşiyor, aydınlık bir görüntü ortaya çıkıyor. Bu durum yıllarca sürdürülebiliyor.
50’li yaşlarda: Benzer yöntemler kullanılıyor. Dolgu, botoks ve PRP (kök hücre) ilk seçenekleri oluşturuyor. Bu yaşlarda yüz mezoterapisinde kullanılan ürünler biraz değişiyor, vitamine ek olarak hyalüronik asit içeren maddeler de ekleniyor. Böylelikle hücresel uyarıya ek olarak nem dengesi de sağlanmış oluyor.
| Parlak cildin 5 sırrı
Gencecik ve sağlıkla parlayan ışıl ışıl bir cilt hayal değil. Kesinlikle mümkün! Hayat rutininize adapte edeceğiniz yöntem ile gencecik görünümün anahtarını size veriyoruz.
|
Cildinizi Parlatın
Ciltte yaşlı görünüme neden olan sebeplerin başında kırışıklıklar geliyordu. Ancak buna bir yenisi daha eklendi; cilt tonu yaşlanması… Cildin sahip olduğu ışıltı, kolajen liflerinin şekerlenmesi, karamelize olması ve sarı bir rengi dönüşmesiyle sönüyor. Işığı yansıtan pudra tanecikleri ya da altın partiküller içeren cilt bakım ürünleri, cilt tonunu dengeleyerek yeniden ışıldamasına yardımcı oluyor.
Tene Serum Tazeliği
Hiçbir cilt, yeteri kadar nemlendirilmiş bir cilt kadar sağlıklı ve canlı görünemez. Cildi mümkün olan en iyi şekilde nemlendirmek için yoğun içeriklere sahip, cildin katmanlarına inebilen serumları kullanabilirsiniz. Sabah ve akşam düzenli olarak kullanıldığında cildin susuzluğunu ve nemsizliğini yok eder. Serumların içindeki Hyaluronik asitler, ciltteki nem depolarını dolduruyor ve nemin hücrelerde tutulmasını sağlıyor.
Hücrelere Oksijen Desteği
Spor ve egzersiz yapmak nasıl vücudun dayanıklılığını ve esnekliğini artırıyorsa, alınan oksijende aynı oranda cilt hücrelerinin sirkülasyonunu harekete geçiriyor. Cilt, yeteri kadar aldığı oksijen sayesinde sağlıklı bir parlak görünüyor. Bunun için gün içerisinde, açık havada 30 dakikalık bir yürüyüş yapabilirsiniz.
Yeteri Kadar Su
Cildiniz, vücudunuz, saçlarınız ve tüm organlarınız için gerekli ve faydalı olan suyu, ihtiyacınız olduğu kadar içmeye özen göstermelisiniz. Su içmek için, susamayı beklememelisiniz. Çünkü bazen çoğu kişi, su içmeyi unutabiliyor. Su, cildin ve vücudun canlı, zinde, parlak ve genç kalmasına yardımcı olur. Bir bayanın gün içinde ortalama 2 ya da en fazla 2,5 litre su tüketmesi gerekir.
Cilt Temizliği
Cilt temizliği, sabah ve akşam mutlaka uyulması gereken bir alışkanlık hâline dönüşmelidir. Ciltte biriken yağ, kir ve makyaj kalıntıları cildin matlaşmasına, gözeneklerin tıkanmasına, sivilcelere ve siyah noktalara neden olur. Cildi temizleyip arındırmak için düzenli olarak temizlemeli, tonikle arındırmalı, ardından da uygun bir nemlendiriciyle dinlendirmelisiniz. Unutmayın emeklerinizin karşılığı size canlı, parlak, pürüzsüz ve genç bir cilt olarak geri dönecek!
0 yorum:
Yorum Gönder